Sevgi dolu, caanım çocuklar,
Bugün sizler ve benim için yeni
bir başlangıcın ilk adımı. Bu yüzden size bir mektup yazdım, hatta yazıyorum
demem daha doğru olur.
Bu sene sizlerle o kadar çok şey
yaptık ki, hangi birinden söz edeceğimi bilemiyorum. İlk sınıfa geldiğinizde
gerçekten ne yapacağımı çok şaşırmıştım. Hepiniz başka başka okullar, başka
başka okullar, başka başka kültürlerden gelmiştiniz. Her biriniz birbirinizden
o kadar farklıydınız ki… Kiminiz çok hareketli, kiminiz sakin, kiminiz çekingen,
kiminiz alıngan, kiminiz konuşkan, kiminiz… Birçoğunuz okulla ilgili farklı
şeyler hayal etmişti, farklı şeyler duymuş olduğu için. Bu yüzdendir ki tam üç
ay sınıfın biraz içinde, biraz dışında vakit geçirmek durumunda kaldım. İtiraf
ediyorum çok yorucuydu. İlk defa tecrübe ediyordum böyle bir şeyi. Ne
yapacağımı bilememiştim. Uzunca bir süre sizlerin karşısında oldukça çaresiz
hissettim kendimi.
Üç ay sonra yavaş yavaş sınıfa
gelmeye başladınız. Ama bu ne gürültü. Herkes bağırıp çağırıyordu birbirine.
Ayağa kalkıp bir diğerini kovalayan, iten, yumruklayanlar vardı aramızda.
Günbegün konuştuk sizinle. Konuştukça yol aldık. Yol aldıkça yakınlaştık.
İçinizdeki sevgiyi gördüm
zamanla. Yağmurlu bir günde küçük arkadaşlarınızı nasıl tek tek
şemsiyelerinizle yemekhaneye getirdiğinizi gördüm. Ağlayan bir çocuğun elinden
tutup onunla konuştuğunuzu, onu oyununuza kattığınızı gördüm. Gördükçe
duygulandım. Güzelliğinize ağladım, döktüm gözyaşlarımı sere serpe o sıcacık
kalbinize. Sabahları üçünüzün, beşinizin boynuma atlayışı dünyanın en güzel
şeylerinden biriydi.
Siz bir şey anlatırken
gözlerinizin taa içine baktım. Baktım ki gözlerinizin arkasındakileri de
görebileyim, duyabileyim. İstedim ki siz de bir gün bir başkasını dinleyesiniz
gözlerinin taa içine bakarak. Dinleyin güzel çocuklar! En önce de birbirinizi
dinleyin. Hiç konuşmayan arkadaşlarınızı dinleyin. Birbirinizin hayatlarına
ancak böyle dokunabilirsiniz.
Dayanışmanın en güzel hallerini
gördüm sizinle arkadaşınızın kayıp fotoğrafını ararken. Hepinizin birbirine
nasıl da değer verdiğini gördüm. Nasıl tek vücut olabildiğimizi gördüm. Asla
kaybetmemeniz gereken tek şeydir bu. Ne olur kaybetmeyin. Çok şey yapabilirsiniz
birlik olduğunuzda.
Oyunlar oynadık birlikte. Bazen
sinirlendik, kırdık birbirimizi. Kırmayalım çocuklar. Küçük Prens’in
sakinliğini koruyalım ufacık yüreklerimizde. Bazen anlaşılamayabiliriz. Sakince
anlatmaya devam edelim kendimizi. Elbet bir gün dinleyecektir karşımızdaki. Çok
şey öğrendik birlikte. Sorunlarımız her zaman oldu, olacak da. O zaman da
unutmayalım küçük çemberlerimizi. Kavgalarımızı bir kenara bırakıp, nasıl
oturup konuştuğumuzu. Duygularımızı birbirimize aktardıkça rahatlarız. Seneye
sizle en büyük öğrenciler olacaksınız. Dolayısıyla artık öğretmene bile ihtiyaç
duymadan kuracaksınız çemberinizi ve konuşup konuşturacaksınız. Ta ki duygular
tamamen ortaya dökülene kadar…
Ne kadar yorulsam da size çok
güveniyorum çocuklar. Bu okulun güzelleşmesi sizlere bağlı. Sizler sahip
çıkacaksınız kendi sisteminize. Bu yüzden vurmayın artık birbirinize. Şiddetin
olduğu yerde güzellikler gölgelenir. Oysa hepiniz çok güzelsiniz.
Çok uzattım canlarım benim. Bu
bir veda değil. Eminim ki bir yerlerde yine karşılaşacağız. Umarım güzel anılar
bırakabilmişimdir sizlere.
Hepinizi çok seven Nuni, Nuri,
Nuray’dan sevgilerle.