11 Şubat 2014 Salı

Eğlenerek, hatta kahkaha atarak öğrenelim:)

Güne gülerek başlayıp gülerek bitirmek...
Sabah aldık resim defterlerimizi çıktık bahçeye. Eş anlamlı, zıt anlamlı kelimeler aradık. Tahterevalliye binerken, birimizin daha ağır, birimizin daha hafif olduğunu söylerken, zıt anlamlı kelimeleri gerçekten o zıtlıkları yaşarken öğrendik. "Beyaz saman ev, siyah tırmanış duvarı", "Kirli elbiseler çamaşır makinesine, temiz elbiseler giysi dolabına" cümleleri çıktı defterlerinden. Bahçeden ayrılamayınca diğer dersi de, caanım güneşin altında yapmaya karar verdik. Bir bankta altı çocuk... Bir tanesi, "buradan sonrasını da kendin yap artık" diyerek yoksa öğrenemeyeceğini vurguluyor arkadaşının. Diğeri, "bulamadığın kelimeleri sözlüğe bak" diyor arkadaşına. Bitiren çalışmasını yerine koyup başlıyor salıncakta salınmaya:)
Diğer dersimiz ise matematikti bugün. Problem deyince aklımıza neler geliyor yazdık, çizdik. "Problem, okulda fırtına kopmasıdır" dedi bir tanesi. Önce matematikle ilgisi yok derken, fırtınanın ne kadar hızda estiğini hesaplamak istersek dediğimde, o zaman matematik olur dedik. 
Eğlenerek öğrenilir derler ya en güzel. Kahkahalar attık öğrenmek için. "Problem deyince aklıma çıkartma geliyor." deyince bir tanesi, "Hani az önce ingilizce dersinde yapıştırdıklarımız mı?" diye sorunca ben, başladık kahkahalarla gülmeye. Dersin sonuna kadar kendimizi yerlerden zor topladık. 






2 yorum:

  1. Ebeyi oturtmama oyunu tam bu kavram için uygun.Bir dene daha keyifli olur bir de köşe kapmaca eklersin..misss.

    YanıtlaSil
  2. Ebeyi oturtmama oyunu, sandalye kapmaca gibi mi, biraz anlatabilir misin? Köşe kapmaca çok mantıklı aklıma gelmemişti. Teşekkür ederim:)

    YanıtlaSil