15 Ocak 2014 Çarşamba

Rüya gibi bir gün

Günaydıııınnn! Bugün güne dikiş dikerek başladık. Sabah okula erken geldim. Dedim gelmişken hazırladığım bingo kartları için kese dikeyim. Biliyorsunuz bir mutlu keçili öğretmen asla boş durmaz:) O sırada sınıfta olan iki keçi yanıma geldi ve "Ben de dikebilir miyim?" sesleri yükseldi. "Tabi ki." dedim sevinerek. İğneyi yularından geçirdik ve sırayla diktiler. Hatta o kadar sabırsız ki bir tanesi "Haydii şimdi teneffüs bitecek, bana sıra gelmeyecek." dedi. Çocuklarla her şeyi yapabilmenin mümkün olduğunu bir kez daha anladım ve bir şeyi daha: Model olmak mecburen mecburen mecburen mecburiyetten:)



Veee kesemiz:


Gün tabi böyle bitmedi. Biter mi hiç! Sonra başladık meclise. Her hafta "hayır o moderatör olmuştu." söylenmelerinin üzerine bu hafta belgelerimle gelmiştim:) Bütün meclis raporlarını tek tek gösterdim. Sonunda bu durumun da üstesinden gelebildik. Başladık toplantıya. İlk yardım eğitimi istedi bizimkiler. Bu ne güzel bir istektir. Hatta gelecek dönem aramızdan sağlık sorumluları da seçmeyi düşünüyoruz. Bundan sonra birisi düştüğünde ilk yardım sorumlularımız müdahalede bulunacaklar, tabi ki bir öğretmen eşliğinde.

Hiç bahsedemediğim bir şey var tabi bu arada. Ama ne zamandır bahsetmek istediğim. Okulumuza bir mutlu keçi daha geldi. Gökkuşağından çatımıza bir renk de o ekledi. Rüya gibiydi bugün. Uçan periler gördüm Mutlu Keçilerin Ülkesi'nde. zıplayan denizatları gezindi piyanonun tuşları üzerinde. Kemanını alan kurbağalar sıçrayarak müzik atölyesinin önünde toplandılar. İspanyol sokaklarından fırlamış fareler, gitarlarıyla çıkageldiler. Kocaman açık ağızlar, patlayan kahkahalar, ciddiyetle öğretilen enstrumanlar...


Gün sonunda izlediğimiz filmle biraz olsun dinlenebildik. Yoksa çıkamayacaktım bu hayal dünyasından. Eve ağzım kulaklarımda geldim "bugün çok mutlu oldum" cümlelerinin sarhoşluğuyla. İşte bugünün son hatırası:)





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder